İsviçre’den eşi ile yolculuğa çıkan Dagmar Steffer: – “Doğasından, insanların güler yüzlülüğü ve sıcakkanlılığından çok etkilendik. İnanılmaz tarihi doku var, İsviçre ile mukayese edilemez” – Geziye Almanya’dan katılan Tomas Hering: – “Özellikle coğrafyası beni çok etkiledi. Ege Bölgesi’ni gezdik, oradan Akdeniz, İç Anadolu’ya geçtik. Konya ve Kapadokya’ya gittik. Sonra bir anda kendimizi 5 bin metrelik dağlarda, 2 bin metre yükseklikteki göllerde bulduk”
Almanya, İsviçre ve Avusturya’dan karavanla Türkiye’ye gelen 20 turist, 45 günlük gezi kapsamında Kastamonu’ya ulaştı. Farklı ülkelerden gelerek Türkiye’de buluşan ve karavanla tura çıkan 10 aile, yedi coğrafi bölgede birçok yeri gezdikten sonra Kastamonu’nun Daday ilçesinde bulunan Balabanağa Konağı’nda konakladı. Turistler, İstanbul ziyaretinin ardından Türkiye’den ayrılmayı planlıyor. İsviçre’den eşi Alfred ile yolculuğa çıkan Dagmar Steffer, AA muhabirine, Türkiye’ye ilk kez geldiklerini söyledi. Tarihi yer ve mekanları gezdiklerini, özellikle doğal güzelliklerin bulunduğu yerlerden çok etkilendiklerini belirten Steffer, “Doğasından, insanların güler yüzlülüğü ve sıcakkanlılığından çok etkilendik. İnanılmaz tarihi doku var, İsviçre ile mukayese edilemez. Kaçkar Dağları’ndan geçerken sanki bir anda kendimizi İsviçre’de bulduk, İsviçre Alpleri’ne çok benziyordu.” dedi. Türkiye’de bulunduğu için çok mutlu olduğunu dile getiren Steffer, “45 günümü Türkiye’de geçirdiğim için çok mutluyum. İnsanların cana yakınlığı, misafirperverliğinden çok etkilendim. Türkiye’den çok memnun kaldım, bir daha kesin geleceğim. Pazar ve pazartesi günü İstanbul’u gezdikten sonra 45 günlük Türkiye gezimiz sona erecek.” diye konuştu.
“Türkiye’nin doğasına hayran kaldık”
Geziye Almanya’dan katılan Tomas Hering de Türkiye’nin beklentilerinin ötesinde olduğunu vurgulayarak, “İnanılmaz bir ülke ile karşılaştım. Özellikle coğrafyası beni çok etkiledi. Ege Bölgesi’ni gezdik, oradan Akdeniz, İç Anadolu’ya geçtik. Konya ve Kapadokya’ya gittik. Sonra bir anda kendimizi 5 bin metrelik dağlarda, 2 bin metre yükseklikteki göllerde bulduk. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni, Karadeniz’i gördük. Türkiye’nin doğasına hayran kaldık.” ifadelerini kullandı. Köklü bir kültürle karşılaştığının altını çizen Hering, “Bölgedeki antik Yunan, Romalıların kültürünü gördük. Kültürel ve coğrafi çokluk çok güzel. İnsanlar inanılmaz yardımsever ve güler yüzlü. En önemlisi, Türkiye’nin ne kadar büyük bir kültürel zenginliğe sahip olduğunu gördük. Türk yemeklerini çok sevdim. Helvayla sütlaca bayıldım. Gittiğimiz her yerin yemeklerinden yedik. Kebabı, sac kavurmayı çok sevdim.” diye konuştu. Kafileye Türkiye turlarında rehberlik yapan Levent Bilgiç ise ailelerin Türkiye’ye İpsala’dan giriş yaptığını anlatarak, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerini gezdiler. Adıyaman, Urfa’da deprem oldu diye, bu bölgeyi listemizden çıkarmadık. Mardin’den Van’a kadar çıktık, Hopa’dan Karadeniz’e geçtik. İstanbul’da 45 günlük turumuzu bitireceğiz. Karavancılar daha özgür ruhlular. 10 karavanla 20 kişi geldi. Türk insanının misafirperverliğini çok sevdiler. Türk insanının yardımseverliği ve pozitif yaklaşımından etkilendiler. Antik kentleri gezdiler, Kapadokya gibi doğa harikası yerleri gezmekten çok mutlu oldular.” Turistlerin Kastamonu’da konakladığı yerin sahibi Nahide Oğuzbalaban da 7 yıldır turizm işiyle uğraştıklarını dile getirerek, “2 yıldır karavan turlarına katılanları ağırlıyoruz. Misafirlerimiz, Kastamonu usulü yemek istedi, yemekleri çok beğendiler.” dedi.
Özgür Alantor (AA)