Cumhuriyet Bayramı’nın 92’nci yıl kutlamaları kapsamında Günaydın çiftinin Vedat Tek Kültür Merkezi’nde tebrikleri kabul ettikleri tören üzerine değerlendirmelerimi yazıya dökmeye kalksam tuğla kalınlığında bir kitaba anca sığar… Kastamonu’nun tarihsel, ekonomik, sosyal, kültürel tüm verilerini bilgisayar ekranından dökülürcesine kucağımda buldum çünkü. Yoğun bir katılım gösteren iş dünyamız, taa 19’uncu yüzyılda elin İspanyalarına ihracat yapan dedelerinin mirasını günümüze başarıyla taşımış olmanın gururuyla törendeydiler… Tam bir fabrikatörlerin, tüccarların, işadamlarının resmigeçidine şahit olduk. Esnaflarımız başköşedeydi… Tekmili birden. Şehrimizde sosyal hayatın olmazsa olmazı sivil toplum örgütlerimiz… Yönetim kurulları ile üyeleri ile, adeta birbirleri ile yarışırcasına, salonu bir uçtan diğer uca doldurdular. Siyasi parti temsilcileriyle gurur duymamak mümkün mü?.. Eksiksiz katıldılar, cumhuriyeti doyasıya kutladılar. Üniversitemiz cümbür cemaat… Akademisyenleri saymaya yetişemedim. Erkek azdı, kadın çoktu… Rollerin değiştiğine, evde bulaşığın ve çocuk bakımının kocaya kaldığına yordum bu ters köşeyi. Burjuvazimiz sosyetemizle, düşünce dünyamız kanaat önderlerimizle şehrimizin 2015 sosyo-kültür haritası boylu boyunca salona seriliydi görene… Gördüğünü yorabilene. Vali Günaydın uğurlama esnasında, kabul törenini aslında açık alanda yapmak istediklerini, müziğe ise hassas gündem nedeniyle yer vermediklerini kaydederek, seneye daha kapsamlı bir program ve katılım yoğunluğuna hazırlandıklarının müjdesini verdi… Devlet hazır, toplum nazır mı? ••• Not 1: Her şeyin başı geçim olduğundan tutturmuşuz bir ekonomik kalkınma, ağzımızı tencere ile açıp patates ile kapatmakla illa doğrusunu yapıyoruz, dünyanın neresine gitsen aynı kanun çünkü… Ancak bir de kültürel kalkınma var ki hayatı asıl olarak estetik ve yaşanabilir kılan, üzerine tek kelime etmek nasip olmuyor. Geçim cenderesindeki vatandaşa tiyatronun yolunu göstersen… Tuttuğu yere kadar kovalar heralde. TÜİK’in vilayetimiz namına düzenli olarak açıkladığı ihracat istatistikleri, işgücü piyasası verileri, tüketici güven endeksi, sanayi üretimi istatistikleri filan pek kıymetli ve gerekli de… Hani nerde tiyatro, sinema, defile, sergi, konser, envai sanatsal gösterilere dair veriler? Kaç kitap satın alınmış, gazete okunmuş, resim yapılmış, fotoğraf çekilmiş? Kastamonu’da kişi başına düşen kültür harcaması ne, kültürel yoksulluk sınırının altında mıyız yoksa üstünde mi? Kadınların hali nice ilimizde?… Eşiyle dışarıda bir akşam yemeğine çıkmayan erkek sayısı kaç? Dışarıda eğlenen eşini evde bekleyen kadın sayısı ne? Kadınların dört duvar arasına hapsedildiği konut sayısı kaç? Kadın ve erkeğe açıkken, erkek yoğunluğunda geçen sosyal toplantı sayısı ne? Kültürle birlikte yükselmeyen bir ekonomi… Karın doyurur doyurmasına da tat vermez.