Hürriyetçi Eğitim-Sen İl Temsilcisi Murat Karaca, iş kollarında yaşanmakta olan sorunları, bunların çözümüne yönelik taleplerini dile getiren bir basın açıklamasında bulundu.
Karaca, Taleplerin 12 madde halinde sıralandığı basın açıklamasında, “Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, Hürriyetçi Eğitim Sen kamu çalışanlarının içine düşürüldüğü ‘asgari sefalete azami isyan’ dönemini başlatmıştır. Hakkımız olan maaşın verildiği zamana kadar mücadeleye devam edeceğiz. 27-30 Aralık tarihleri arasında tüm illerde meydanlardayız” dedi.
Hürriyetçi Eğitim-Sen İl Temsilcisi Murat Karaca, iş kollarında yaşanmakta olan sorunları, bunların çözümüne yönelik taleplerini dile getiren bir basın açıklamasında bulundu.
Karaca’nın, Cumhuriyet Meydanı’nda dün yaptığı basın açıklaması şöyle:
“Ülkemizde son bir yıl içerisinde, iktidarın ekonomi politikalarından kaynaklı fiyat dalgalanmaları ve ekonomik hareketler % 170 oranında zamlara sebep olmuş, alım gücü oldukça düşmüş, memurlar hızla fakirleşmiştir. Memurun artık ülkenin alt gelir grubuna dahil olduğunu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de bizzat kabul etmiş ve ‘Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir’ cümlesini gözlerimizin içine bakarak, bizlere acıyarak söylemiştir.
Maalesef, Bakan Nebati’nin, kamu çalışanlarının ekonomik çıkmazda olduğunu itiraf eden bu söylemleri doğrudur. Ülkedeki gerçek enflasyonla kamu çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü açıktır. İnsan onuruna yaraşır bir hayat sürmek için çalışanların yeterli ücreti alarak çalışmaları bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir kamu çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm çalışanların maaşlarının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasına ilişkin düzenlemeler acilen yapılmalıdır. 2022 yılında asgari ücret ve kamu çalışanlarına yapılan zamlarla memurların maaşları ile asgari ücretli maaşları eşitlenmiştir. Açlık sınırına yakın bir gelire sahip olan memurların, maaşlarına yoksulluk sınırının üzerinde zam yapılması zorunluluktur. Günlük gelen piyasa zamları ortada iken 2023 yılı Ocak ayı için memur aylıklarına toplu sözleşmeden kaynaklı % 8 ve TÜİK’in açıkladığı enflasyona göre enflasyon farkı kadar artış yapılması memurların alım gücüne katkı sunmaz. Bu nedenle insanî bir zam oranı mecburidir. En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
Ayrıca memurlar gelir vergisi kıskacındadır. Memur maaşlarındaki gelir vergisi % 15’e sabitlenmelidir. Zaten açlık sınırında maaş alan kamu çalışanının %27 oranında gelir vergisi ödemesi kaşıkla verilen zammın vergi kepçesiyle geri alınmasıdır. İşveren, patronlara her türlü vergi affi ve indirimini uygularken, ülkenin vergi yükünün memurun sırtına bindirilmesini kabul etmiyoruz ve uyarıyoruz vergi dilimi adaletsizliğine derhal son verilmelidir. İşveren, komediye dönen 3600 ek gösterge düzenlemesini öncelikli olarak gözden geçirmelidir. İşveren, sarı sendikalarla % 2 sendikal baraj garabetine harcadığı zamandan daha fazlasını kamu çalışanlarının problemlerine ayırmalıdır. İşveren ve sarı sendikaların önceliği siyaseti dizayn etmek ve kendileri dışındaki sendikalara hile kurgulamak değildir. 1. dereceden emekli olabilecek tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm çalışanlara giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı; aile yardımı ve bir paket çocuk bezi dahi alınamayan çocuk yardımı tutarları iyileştirilmelidir.
Görünen köy kılavuz istemez. TÜİK’in açıkladığı enflasyonla çarşıda pazardaki enflasyonun yakından uzaktan alakası yoktur. Altı ayda bir yapılan zam ve enflasyon farkı ödemeleri daha birinci ayında erimektedir. Bu nedenle enflasyon farkı, çalışanlara aylık olarak ödenmelidir. Eğitim çalışanlarının bir yıldır bizim söylemekten usandığımız, gayet açık olan talepleri bir an önce hayata geçirilmelidir. Bir kez daha hatırlatırız ki;
- Yoksulluk sınırı üzerinde maaş tüm kamu çalışanlarının hakkıdır.
- Ek ders ücretleri 2023 yılı ocak ayında %100 oranında artırılmalıdır. Ayrıca ders saatleri dışında yapılan her türlü kurs için ödenen ücretler de iki katına çıkarılmalıdır. Destekleme ve yetiştirme kursları tüm branşlarda ve tüm okul türlerinde açılmalıdır. Eşit işe eşit ücret sadece lafta bir icraat ve söylem olmaktan kurtarılmalıdır.
- Öğretmenlik Meslek Kanunu bir an önce TBMM gündemine alınmalı ve mesleğimiz olan öğretmenliğin onuruna yakışır düzenlemeler yapılmalıdır. Kariyer Basamakları Sınavı’ndan vazgeçilerek tüm öğretmenleri kapsayan kıdeme göre yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
- Kariyer Basamakları Sınavı sadece on yılını doldurmuş öğretmenler için küçük bir artışı sağlamıştır. Mesleğinin ilk dokuz yılında olan öğretmenler sefalete mahkûm edilmiştir.
- Şube müdürleri ve müfettişlerin ekonomik kayıpları kariyer basamakları uygulaması ile daha da vahim bir hâl almıştır. Acilen gerekli iyileştirme yapılmalıdır. Görevde yükseldikçe ekonomik kazanımların düşmesinin dünyada başka örneği yoktur.
- Günün büyük bölümünü evinden ve çocuklarından uzak, eğitim kurumlarında geçiren yöneticilerin ek ders ücretleri tatmin edici miktarda artırılmalıdır.
- Eğitim öğretime hazırlık ödeneği bir maaş tutarında, her yıl Eylül ayında ve tüm eğitim çalışanlarına eşit olarak ödenmelidir.
- Görevli personelin yol ve yemek parasını dahi karşılamayan sınav ücretleri artırılmalıdır. Özellikle MTSK sınavları için son ay yapılan zam gözden geçirilmeli ve en az % 100 zam yapılmalıdır.
- Yardımcı Hizmetler Sınıfı (YHS) kadrosundaki çalışanların köhneleşmiş problemleri gündeme alınarak, kadrolarının Genel İdari Hizmetler (GIH) sınıfına aktarılması sağlanmalıdır.
- Yüksek Öğretim Kanunu’nun yeniden gündeme alınarak günümüz hayat şartlarına uyumlu hale getirilebilmesi amacıyla gereken yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması ve üniversite personellerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir.
- Üniversite tazminatı ve üniversite eğitim-öğretim tazminatından tüm üniversite çalışanları faydalandırılmalıdır.
- Üniversitelerde idari personeller için tahsis edilmiş kadrolara hülle yoluyla yapılan atamalara son verilmelidir. Hürriyetçi Eğitim-Sen olarak; yeni vaatlerden ziyade, ekonomik haklarımızın korunmasını ve kayıplarımızın telafi edilmesini istiyoruz.
İşverenimiz olan devletin; adil olduğunu, işçisi ve memuruna eşit değer verdiğini düşünüyor ve ayrım yapmayacağına inanıp, memurları açlık sınırındaki bir maaş ve gelire mahkûm etmeyeceğini ümit ediyoruz.
Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, Hürriyetçi Eğitim Sen kamu çalışanlarının içine düşürüldüğü ‘asgari sefalete azami isyan’ dönemini başlatmıştır. Hakkımız olan maaşın verildiği zamana kadar mücadeleye devam edeceğiz. 27-30 Aralık tarihleri arasında tüm illerde meydanlardayız.
Kamu çalışanlarına sunulan haklar, dünya standartlarına ulaştırılıncaya kadar mücadeleye ve iş bırakma dahil her türlü meşru eylemi yapmaya kararlıyız.
Haklıyız, durmayacağız, vazgeçmeyeceğiz.” CM