Pençe Kilit’ten yürek dağlayan haberler
Pençe Kilit Operasyon bölgesinde bölücü terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada annesi Araçlı, babası Gaziantepli olan 2021 mezunu Teğmen Duabey Onur Öztürkmen ile birlikte P. Uzm. Çvş. Mustafa Yıldız ve P. Söz. Er İsmail Ünal şehit düştü.
Araç ilçemize bağlı Sıragömü Köyü’nden merhum Yusuf Çalış ve Veliye Çalış’ın torunu, Gülcan Öztürkmen’in oğlu olan ve Piyade Teğmen Duabey Onur Öztürkmen’in cenazesi Gaziantep Nizip’te toprağa verildi.
Şehidin annesi Gülcan Öztürkmen, cenaze töreninde yaptığı açıklamada, “Her zaman devletimizin yanındayız. Devlet için yaşadık, devlet için de ölürüz her zaman. Benim babam da öyleydi, annem de öyleydi. Canımız devlete fedadır. Biz Karadenizliyiz. En küçüğümüzden en büyüğüne kadar hepimizin canı devletimize feda olsun inşallah. Benim de canım feda olsun. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan herkes için canımı veririm. Askerimiz, polisimiz için can veririm. Allah razı olsun devletimizden de, her zaman yanınızdayız” diye konuştu.
DUABEY BİR KAHRAMANDI
Aykırı Haber’den Batuhan Çolak da dünkü köşesinde şehit Teğmen Duabey Onur Öztürkmen’e değinerek şunları yazdı:
“FETÖ’cü darbe girişiminden sonraki Kara Harp Okulu’nun ilk mezunlarından. 2021’in 30 Ağustosu’nda rütbesini taktı. İlk görev yeri Siirt Komando Taburu oldu. 2022’nin Haziran ayında Irak’ın kuzeyine gitti. Duabey, çok başarılı bir askerdi. Teröristlerle birçok çatışmaya girmiş, askerleriyle birlikte birçok örgüt üyesini etkisiz hale getirmişti. Cephedeki arkadaşı anlatıyor:
“Çok yaratıcıydı. Pratik zekası ile yüksek çözüm üretebilen, iş bitirici bir subaydı.” Gerçekten de öyleydi. Duabey’in bulunduğu ve şehit düştüğü bölge PKK açısından son derece kritik bir geçiş güzergahıydı. Buranın TSK’da olması demek örgütün alan hakimiyetini kaybetmesi anlamına geliyordu. Bu yüzden sürekli olarak bölgede operasyonlara çıkılıyor, Duabey en önde gidiyordu. 25 Kasım 2022 akşamı… Hava son derece kötüydü. Sis ve yağıştan göz gözü görmüyor, görüş mesafesi yaklaşık 1 metre. “Nefes Vatan Sağ olsun” filmini izleyenler hatırlar, teröristler karakola sızmışlardı. Ondan çok daha ağır hava şartlarında bir sızma girişimi oldu. Duabey ve askerleri canlarıyla bölgeyi savundular. Teröristler geri püskürtüldü. Teğmen Duabey, Uzman Çavuş Mustafa Yıldız ve Sözleşmeli Er İsmail Ünal kahramanlıkları kitaplara sığmayacak bir mücadele ile orada şehit düştüler. Tepe verilmedi, teröristler istediklerini alamadı. Duabey’in hemen arkasından yapılan dev operasyonda adeta yeni bir destan yazıldı, tam 9 terörist etkisiz hale getirildi. Genç teğmen ailesine de çok düşkündü, kendisinden küçük bir erkek kardeşi vardı. Onun okumasını, iyi yerlere gelmesini çok istiyordu. Tüm masraflarını kendisi karşılayarak yurt dışına dil öğrenmeye göndermişti. Teğmen Duabey’in dönem arkadaşlarına ulaştım. Dinledikçe hüzünlendim, gururlandım.
“Anlatacaklarımızı lütfen aktar, herkes Duabey’i tanısın” dediler.
Görevdir, emirdir benim için.
Harp okulundan dönem arkadaşı anlatıyor:
“Şehidimiz ile birlikte geçirdiğimiz eğitim süresi boyunca her zaman birlikteydik. Koğuşumuzda, camın kenarına oturup sohbet ettiğimiz günler hâlâ taze bir şekilde hafızamda… Bize sorarlardı ‘Neden Subay oldunuz’ diye. Can dostum (Duabey) ile birlikte her zaman şu cevabı verirdik Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açmış olduğu yolda, ilke ve inkılapları doğrultusunda, devletimizi muhasır medeniyetler seviyesine çıkartmak için Subay olduk.’ Göğsümüzü gere gere söylerdik.
‘Bir kız çocuğu olsun’ diye hayal kurardık. Sonrasında da ‘Neyse olmasın ona sırnaşan erkekler olur dayanamayız’ diye vazgeçerdik.
Duabey, Sevdiklerinin arkasından sonuna kadar giderdi. Her zaman haklının yanındaydı kim olursa olsun taviz vermezdi. Gözü karaydı, cesaretliydi, sevdiğimiz vatan uğruna canını seve seve feda etti aslan can dostum.
Tam bir görev aşığıydı verilen görevi yapmadan rahat edemezdi nice görevlerin üstesinden geldi. Gülüşleri asla unutulamaz aslan kardeşimin. Hep düşünürdük ‘Acaba unutulur muyuz’ diye… Bölük filminin ‘Komando er mektubu’ sahnesini açar izlerdik. İçimiz burkulur, ‘Unutulmayız herhalde’ diye kendimizi teselli ederdik.”
Kara Harp Okulu Anafartalar Taburu olarak bilinen arkadaşları son olarak şunları söyledi:
“Devreleri adına kütüphane açtıracağız. Parklara, caddelere, okullara, sağlık merkezlerine adını vereceğiz. Bir internet sitesi kurup, kitabını yazacağız…”
Şehidimizin vasiyetini de aktardılar:
“Şehit olursam bütün kıyafetlerimi ve eşyalarımı yoksul insanlara verin. Fakirlik nedir biliyorum.”