Dün Açık Maslak eteğindeki bir tepeden baktım sana aziz Kastamonu, yemyeşil bir sandık içinde parlayan inci denizi güzelliğindeydin…
Yer yer bağrına yahut böğrüne saplanmış hançer misali kayaları ise nazar kefaretine sayıp görmezden geldim.
Vali Günaydın ve Belediye Başkanı Babaş’ın geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirdikleri Gökdere ziyaretinde keşfine mazhar olduğumuz “jeolojik” vadinin derinlemesine inceleme gezisiydi Açık Maslak sırtlarında biten turumuz…
Uzmanlar eşliğinde yürüdük, parmak kalınlığında akan suyun koskoca kayaları delip kendine yol bulduğu vadi boyunca.
Uzman dostlarla birlikte asıl olarak mahallelinin “Gelin Kayası” ismini verdiği “peribacamsı” kayalık için gittik gitmesine de, Gökdere ile Açık Maslak arasındaki bölgenin güzelliğine dayanamayıp çıktık taa yukarılara…
Bulutların üstünden seyreylercesine gözlerimizin varabildiği ufku.
Gökdere ve etrafındaki alanın turizm cazibesi taşıdığına olan umudum, uzmanlar eşliğindeki ikinci turdan sonra iyiden iyiye güçlendi…
Binlerce yıl yeraltında kendine şekil verdiği güzelliği ile milyon yıla meydan okuyan Gelin Kayası’nın “bütüncül” bir projenin öznesi olabileceği fikri iyiden iyiye kafama yattı.
Gelin Kayası “doğal” bir dünya mirası olması yanı sıra…
Şehrimize gelen hemen her ziyaretçinin sırtını dayayıp “Kastamonu Hatırası” çektirebileceği bir fon olabilir. Milyon yaşındaki bir doğal “oluşum” ile kim yan yana durmak istemez?
Tarihi şehrin Sanat Okulu ile Kışla Parkı arasında yer alan batı yanağı, kültürel dokuyu koruma projelerinin tamamlanmasıyla birlikte hem dünya mirasını geleceğe taşımanın ilimiz adına yüz akı hem de bölge halkının sürdürülür bir gelire kavuşmasının mekanı olacak…
Sabır, plan ve emek istiyor ne var ki
•••
Not: Kastamonu Üniversitesi bünyesine geçen tıp fakültesinin öğretimi sürdürdüğü Ankara’dan ilimize ne zaman geleceği üzerine fikir jimnastikleri sürerken…
Madalyonun diğer yüzünde ise ülkemizin tıp fakültesi kontenjanlarında önemli oranda bir doygunluk yaşaması var.
Mevcut kontenjanların dondurulmasından geçtim azaltmaya gidilmesi bile söz konusuyken…
Kalkınma Bakanlığı birkaç yıl içinde ilimize 100 küsur milyon lira bütçeyi tıp fakültesi inşaatları için gönderir mi dersiniz?
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanvekili Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu geçtiğimiz hafta memleketi Sinop’taydı…
Sinop Üniversitesi’nin Ahmet Muhip Dranas Uygulama Oteli’nde düzenlediği söyleşiye katılan Kapıcıoğlu, YÖK’ün çalışmaları hakkında verdiği bilgi sırasında gelen bir soru üzerine tıp fakültelerinin kontenjanlarına da değindi.
Prof. Dr. Kapıcıoğlu’nun “Tıp fakültelerinin kontenjanları 2008 yılında 4 bin 500 civarında iken, bugün 12 binlere ulaşmış durumda ancak bundan sonra artırmayı düşünmüyoruz” değerlendirmesi, tıp fakültemizin şehrimizde öğretime devam etmesi koşullarının çok da kolay olmadığına dair bir işaret bana kalırsa…
Hele hele “Yapılan planlamalar çerçevesinde ve ülkemizin 2023 yılı hedefleri doğrultusunda bu sayının dondurulması, yıllar içerisinde belki azaltılması söz konusu olacak” diye sürdürmüşken konuşmasını Prof. Dr. Kapıcıoğlu.
2016 yılı yatırım bütçesi TBMM’den geçti…
Kalkınma Bakanlığı’nın tıp fakültemize ne kadar bütçe ayırdığı birkaç gün içinde belli olur nasılsa, rakamı öğrendiğimizde devam ederiz mevzuya.