“Milletimizi tek yürek haline getiren manevi güç”
İstiklal Marşımızın kabulünün 95’inci yıldönümü kutlanıyor. Bağımsızlık destanımız olan marşı yazan Mehmet Akif Ersoy’un da anılacağı gün dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Vali Şehmus Günaydın, “Türk milletinin kurtuluş savaşını ölümsüzleştiren, ortak düşünce ve değerlerde buluşturan İstiklal Marşı, vatan ve millet sevgisini tüm değerlerin üstünde tutan bir kahramanlık destanıdır. Bu destan, milletimizi tek yürek haline getiren manevi bir güç haline dönüşmüştür” dedi.
Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı’nın TBMM tarafından kabul edilişinin 95’üncü yıldönümü bugün kutlanıyor.
Mehmet Akif Ersoy’u anma programını da içeren ve 9 Mart’ta başlayan şehrimizdeki etkinliklerin sonuncusu bugün 10.00’da Halk Eğitim Merkezi salonunda gerçekleştirilecek.
12 MART MESAJLARI
Vali Şehmus Günaydın:
“Vatanı canlarından üstün tutan, büyük bir azimle, emsalsiz fedakârlıklarla bağımsızlığa ve özgürlüğe sahip çıkan istiklal mücadelesini zaferle neticelendiren ecdadımızın, zor şartlar içinde bulunduğu durumu, sahip olduğu gücü ve kararlılığı bugüne taşıyan, geçmişle geleceği buluşturan İstiklal Marşımızın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Milli Marş olarak kabul edilmesinin 95. Yıl Dönümünü büyük bir gururla kutluyoruz.
Milletimizin büyük bir inançla vermiş olduğu istiklal mücadelesini, muhteşem mısralarıyla ebedileştiren Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un yazdığı İstiklal Marşımız, tarihten silinmek istenen milletimizin uyanışını, dirilişini, ne geçmişte, ne de gelecekte, esarete asla boyun eğmeyeceğinin tüm dünyaya ilan edilişinin ifadesidir.
Türk milletinin kurtuluş savaşını ölümsüzleştiren, ortak düşünce ve değerlerde buluşturan İstiklal Marşı, vatan ve millet sevgisini tüm değerlerin üstünde tutan bir kahramanlık destanıdır. Bu destan, milletimizi tek yürek haline getiren manevi bir güç haline dönüşmüştür.
İstiklal Marşımızda, en güzel ifadesini bulan birlik, beraberlik, bağımsızlık gibi ortak değerlerle, gelecek için çalışmaya devam eden milletimiz, sonsuza dek sevgi, saygı, barış ve huzur içerisinde bağımsız olarak yaşayacaktır.
Bağımsızlığımızın ebedi sembolü olan İstiklal Marşının kabul edilişinin yıl dönümünde başta Kurtuluş Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını ve İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif ERSOY’u rahmet ve minnetle anıyorum.”
Ak Parti Milletvekili Metin Çelik:
“İstiklal Mücadelemizin zor dönemlerinde kabul edilen Milli Marşımız, bağımsızlık mücadelesi veren milletimize büyük bir moral ve güç vermiştir. İnanıyorum ki bizi biz yapan, bizi bir millet kılan vazgeçilmez değerlerimizin en veciz ifadesi olan İstiklal Marşımız, ilelebet vatan semalarında yankılanacaktır.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanan milletimiz, istikbal mücadelesini, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da İstiklal Marşımız eşliğinde yürütecektir.
Bu düşüncelerle, ‘İstiklal Harbimizin ruhunu, milletimizin ortak irade ve vicdanını temsil eden İstiklal Marşımızın kabulünün 95. yıl dönümünü kutluyor, Gazi Mustafa Kemal ve Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, bu büyük eseri milletimizin Milli Marşı olarak bizlere armağan eden Büyük Millet Meclisimizin bütün üyelerini ve bütün istiklal kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.”
Belediye Başkanı Tahsin Babaş:
“Milli Mücadelenin en zor günlerinde milletimize cesaret ve moral kaynağı olan İstiklal Marşımız, bugünde kalplerimizi, ruhlarımızı birleştirerek, yolumuzu aydınlatmaktadır.
İstiklal Marşı’nın her kelimesinde aziz milletimizin her ocağından çıkan her şehit ve gazinin emaneti vardır. Bunun için istiklal marşımıza saygı duymak onu gönlümüzde ve hayatımızda yaşatmak görevlerimizin başında gelmektedir.
Milli Marşımızda milletimizin hayatı, görüşü, düşüncesi ve gücü vardır. Onda bu yüce milletin hayatı destanlaşmış kahramanlığı, bağımsızlığı ve bağımsızlığının şanlı tarihi yatmaktadır. Öyle ki Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızı Türk Milleti’nin eseri olarak kabul ettiğinden Sefahat’a koymamış ve nedeni sorulduğunda, ‘O şiir bir daha yazılmaz… Onu kimse yazamaz… Onu ben de yazamam… Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın!..’ demiştir.
Milli Şairimiz Mehmet Akif için Kastamonu’nun önemi bir hayli büyüktür. Kurtuluş Savaşı’nda Nasrullah Kadı Camii’nden verdiği vaazlarla Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesinin alevlenmesini sağlayan Akif, İstiklal Marşını bitirir bitirmez Ankara Sebilürreşad Dergisi’ne ve kahramanlıklarına şahit olduğu Kastamonululara göndermiştir. İstiklal Marşımız T.B.M.M.’de kabulünden önce 21 Şubat 1921’de Kastamonu Açıksöz Gazetesi’nde yayımlanmış ve Nasrullah Meydanı’nda okunmuştur.
Yüreğinde iman ve vatan sevgisi dolu Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan, ‘Korkma’ diye başlayan İstiklal Marşımız, kahraman ordumuza ve aziz milletimize umut aşılamış, milli mücadele ruhunun canlanmasına vesile olmuştur. Bu nedendendir ki İstiklal Marşımızı ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u gelecek nesillere en iyi şekilde anlatabilmekte bizlerin öncelikli görevidir.
Bu düşünceler içerisinde vatan sevgisini en etkili şekilde özetleyen bir kahramanlık destanı olan İstiklal Marşımızın kabulünün 95’inci yıl dönümünü en kalbi duygularımla kutluyor, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, İstiklal Mücadelemizin tüm kahramanlarını şükran ve rahmetle anıyorum.”
İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Kayıkcı:
“Büyük Şair mütefekkir Mehmet Akif, İstiklal Marşıyla milletimizin hürriyet mücadelesini ve ezelden ebedi yürüyüşünü destanlaştırarak herkesin hislerine tercüman olmuş, bu mücadeleyi ölümsüzleştirmiştir. Tarihteki şanlı yürüyüşümüzü, milletimizin karakterini, kahramanlığını, bağımsızlık tutkusunu, vatan sevgisini en veciz biçimde ortaya koyan İstiklal Marşı, milli mücadelenin en çetin dönemlerinde halkımıza büyük cesaret ve moral aşılamıştır. İstiklal Marşı’nın her mısrası büyük anlamlar yüklüdür. Mehmet Akif, “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” derken bu süreçte çekilen zorlukları en çarpıcı biçimde ortaya koymuştur.
Ülkemizin, devletimizin, milletimizin bağımsızlığı uğruna her türlü fedakarlığı yapan başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimizi ve İstiklal Marşını yazarak Milletimize, millet olma heyecanını yeniden kazandıran Mehmet Akif Ersoy’u şükran ve minnetle anıyorum.”
MHP İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı:
“Milli ruhun tercümanı, milli vakarın manzum seslenişi, milli haysiyetin edebi yorumu olan İstiklal Marşımız, 12 Mart 1921 Cumartesi günü Büyük Millet Meclisi’nde heyecan ve coşku seli içinde kabul edilmiştir.
Her kelimesinde inanç, her dizesinde iman, her kıtasında cesaret ve kararlılık olan İstiklal Marşımız karanlık ufkun ardından doğacak şafağı müjdelemiş, bu çerçevede bağımsızlık özlemini ateşlemiştir.
İstiklal Marşımız millete duyulan sonsuz bağlılığın, bağımsız yaşamanın dışındaki her türlü seçeneği peşinen reddetmiş milli mücadele azminin kutlu bir eseridir.
Vatanımızın tecrit edildiği, ordularımızın terhis edildiği, hayat ve varlık haklarımızın tahrip edildiği bir dönemde İstiklal Marşımızın mısralarında milli vicdanlar buluşmuş ve birbirine kenetlenmiştir.
‘Korkma’ seslenişi manevi dirilişin sembolü olarak umutları tazelemiş, ülküleri perçinlemiş, özgüveni ayağa kaldırmıştır.
Elbette İstiklal Marşımız olağanüstü bir dönemin, acı ve kayıplarla özdeşleşmiş varlık-yokluk mücadelesinin ürünüdür.
Son yurdumuzun iç çekişi, zalimlere karşı beslenen öfke, insanımızın gönül yaraları, yapılan fedakarlıklar topluca ele alınmış ve on kıtalık manzum şaheserde özetlenmiştir.
Bu haliyle Kurtuluş Mücadelemizin tüm hızıyla, tüm ağırlığıyla, tüm zorluğuyla sürdüğü bir ortamda merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin atan nabzı, haykıran iradesi, meydan okuyan nefesi olmuştur.
Milli şairimiz gerçekten de kaleme aldığı bağımsızlık bildirisini hücrelerinde hissetmiş ve Türk milletinin hissiyatını detaylı şekilde ortaya koymuştur.
İstiklalimizin manevi mimarları arasında şüphesiz ki merhum Mehmet Akif Ersoy’un yeri çok ayrıcalıklı ve çok özeldir.
Merhum Akif İstiklal Marşı’nı milletimize hediye etmiş ve “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diyerek en içten dua ve beklentisini ta o tarihlerde dile getirmiştir.
Şurası iyi bilinmelidir ki, yozlaşma ve yolsuzlukla temellendirilen ikbal mücadelesini yeni bir istiklal savaşı iddialarıyla kapatmaya çalışanlar en başta İstiklal Marşımızı hazmetme güçlükleri çeken, milli birliğimizden ürken gayri milli siyaset ve zihniyet temsilcileridir.
Türk milleti başından sonuna kadar haklı olduğu istiklal mücadelesini 1919 Samsun’undan 1923 Ankara’sına kadar vermiş, canı pahasına vatanına sahip çıkmış ve düşmanları kovmuştur.
Bu gerçeğin hilafına hareket ederek istiklal savaşından bahsedenler her şeyden önce milli mücadelenin hatıralarını hiçe sayan ihanet ehlileri ve merhum Akif’in hepimize mirası olan milli marşımızı değersizleştiren inkârcılardır.
Türk milleti istiklaline sahip çıkacak ve yeni bir marş yazılmasına inşallah fırsat vermeyecektir. Bu düşüncelerle İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 95. yıldönümünü hayırlara vesile olması dileklerimle kutluyorum.
Vatan ve millet yolunda emek vermiş, mücadele etmiş, şehit düşmüş tüm kahramanlarımıza ve aziz ecdadımıza, İlk Meclis’in saygıdeğer üyelerine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Türk edebiyatında yeni bir çığır açan, fikir hayatımızda derin izler bırakan, ahlak abidesi olarak hepimizin hayranlığını kazanan, milli hafızalara istiklalin yorulmayan kalemi olarak kazınan milli şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy’u da rahmetle anıyor, muhterem hatıralarını saygıyla yad ediyorum.”
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu:
“İstiklal Marşı, Müslüman milletimizin bin yıllık tarihî serencamının panoramasıdır. İstiklal Marşı, milletimizin ruh kökünü ortaya koyan, medeniyetinin derinliğini ifade eden, geleceğine ilişkin de bu çerçevede ümit veren hisli bir metindir. İstiklal Marşı. bir İslam şiiridir. Milletimizin varlığını İslamî bir bakışla tanımlar. Bilinçli bir aidiyet ve kimlik formülü ortaya koyar.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nda milletin varlığının değerleriyle birlikte mümkün ve anlamlı olduğunu ifade eder. 41 mısralık İstiklal Marşı’nda iki kez yer alan “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” mısraı bu manada İstiklal Marşı’nın ana temasını vermektedir. Mehmet Akif, özellikle vurgulamak üzere bu mısraı şiirin sonunda tekrarlamıştır. Allah’a inanan ve ona bağlanan bir insan, başka hiçbir şeye boyun eğmez, başka hiçbir şeyi Rab olarak tanımaz; dolayısıyla istiklal, yani bağımsızlık onun hakkıdır. İstiklal Marşı’nda bağımsızlık sembolü olarak sadece bayrak zikredilmemiştir, ezan da bağımsızlık sembolü olarak zikredilmektedir. Ezanın içindeki şehadetlere vurgu yapılması, Müslüman olmak için bu şehadetlerin söylenmesi zarureti dikkate alındığında, dinin hayattan soyutlandığı bir bağımsızlığın anlamsızlığına işarettir.
İstiklal Marşı, bir marş olarak kaleme alınmış ancak marşların genel zaaflarına düşmemiş, manası zayıf, tekerleme edalı, basit ifadeli, kuru hamaset yüklü bir metin olmamış, son derece güçlü ve etkileyici bir metin olarak ortaya çıkmıştır. İstiklal Marşı’nın şairi, milletinin maneviyatını içine sindirmiş bir kimsedir. Mehmet Akif, imanıyla, yaşadığı hayatla, Anadolu’nun asırlık ızdıraplarını nefsinde hisseden büyük ruhuyla, zulme, küfre karşı zaman zaman zaptedemediği isyanıyla Milli Mücadele’nin örnek şahsiyetidir. Bu yüzden Mehmet Akif, Milli Mücadele’nin destanî marşını yazmakta güçlük çekmez. Hatta denilebilir ki, İstiklal Marşı’nı yalnız o yazabilirdi. İmanıyla o yazabilirdi, ızdırabıyla ve isyanıyla o yazabilirdi, ömrünce yaptığı hazırlığın kazandırdığı hüviyetiyle o yazabilirdi.
Mehmet Akif, Maarif Vekaleti’nin açtığı İstiklal Marşı müsabakasına katılmamıştır. Sebebi, kazanana nakdî mükâfat vaat edilmesidir. Ancak, ma’şerî vicdanı en iyi ifade edecek, milletin hislerini en başarılı şekilde dile getirecek şiir, sadece onun güçlü kaleminden, nazım kudretinden beklenmektedir. Nitekim talep ve ısrarlar karşısında Mehmet Akif, hissiyatını iki gün içerisinde kâğıda döker. Kışın giyecek bir paltosu bulunmamasına rağmen vaat edilen mükâfatı da almaz. Bu husus, Mehmet Akif’in abidevî karakterini gözler önüne seren yüzlerce örnekten sadece biridir.
İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi, çok az şeyi ittifaka yakın ekseriyetle kabul etmiştir. İstiklal Marşı, üzerinde ittifak sağlanan bu nadir şeylerdendir. Mehmet Akif’in şiiri, şiiriyyeti yanında söyleyecek şeyleri olan nadir marşlardandır. İstiklal Marşı bir haykırıştır. Bu haykırış, iki asırdır savaşa savaşa çekilen ve nihayet dokuz asırlık ana topraklarında varlık mücadelesi veren bir milletin haykırışıdır. İstiklal Marşı, taşıdığı derin ve yüksek anlamla, bulunduğu köklü atıflarla milletimizin benliğini ifade eden, kendi gücünü, kendi nüfuzunu ve dokunulmazlığını meydana getiren bir şaheserdir.
İstiklal Marşı, kaotik bir ortamda, yarının nasıl olacağının bilinmediği bir ümitsizlik vasatında milletimize ait olduğu kodları hatırlatarak sarsmak ve kendine getirmek üzere yazılmıştır. Bir milli mutabakat metni olduğu, 93 yıldır güçlü bir metin olarak milli hafızada yer bulmasından ve her platformda coşkuyla okunmasından bellidir. Ancak, İstiklal Marşı’nın lafzını çok da uygun olmayan bir besteyle terennüm etmek bir şey kazandırmaz. İstiklal Marşının ihtiva ettiği manayı anlamaya ve yaşamaya dönük bir çaba içerisinde bulunmak, İstiklal Marşı ile zihni bir örtüşme içerisinde bulunan herkesin üzerine bir borçtur.
Şair, yazar, hatip, öğretmen, sendikacı Mehmet Akif İnan’ın kurduğu Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, milli şair, İslam şairi, vaiz, hatip, yazar, bir karakter abidesi Mehmet Akif Ersoy’u her zaman manevi kurucu olarak kabul etmiş, örgütsel varlığı vücuda getiren bireyler hep onun şahsiyetini örnek almış ve onun yazdığı İstiklal Marşı’nı bir kimlik kartı olarak kabul etmiştir.
İstiklal Marşı’nın TBMM’de milli marş olarak kabul edilişinin 93. yılında Mehmet Akif Ersoy’u ve Milli Mücadele şehitlerini rahmetle anıyor, Cenab-ı Hakk’tan milletimizi İstiklal Marşı’nın yazıldığı kaotik ortamlara sokmaya çabalayanlara fırsat vermemesini, milletimize yeni bir İstiklal Marşı yazdırmamasını niyaz ediyorum.”
***