“Bolu, Çankırı, Kastamonu, Sinop, Karabük, Zonguldak ve Bartın” illerinin Ankara gurbetindeki “hemşeri” derneklerinin oluşturduğu “Ankara Uluslararası Batı Karadeniz Birliği Platformu” taleplerini bir bir sıraladı…
İllaki kafada “BAKAP” var.
(“BAKAP” talebinin “sivil toplum” nezdinde il il rağbet görmesi olumlu bir seyir…
Devlet katında “kabul” göreceği günlere darısı.)
“Ankara Uluslararası Batı Karadeniz Birliği Platformu” bu hafta düzenlediği yönetim kurulu toplantısında 3 “duayen” siyasetçiyi video konferans aracılığıyla konuk etti…
“Kastamonulu Murat Başesgioğlu, Bartınlı Köksal Toptan, Karabüklü Mehmet Ceylan.”
(Toptan ve Ceylan devlet katında aldıkları görevler ile iktidar partisi güzergahında yola devam ediyorlar…
Aktif siyasete “ara” veren Başesgioğlu’nun ise özellikle “açılım” mevzusunda dile getirdiği önsezileri “gök kubbede hoş bir seda” olarak yankılanıyor.)
3 tecrübeli siyasetçinin görüşleri elbette çok kıymetli…
Özellikle Başesgioğlu ve Toptan’ın siyasetteki “kariyer” çıtalarına “yanaşabilmek” bile hayli zor.
(3 ayrı bakanlık koltuğunda oturan Başesgioğlu misali bir “yıldız”…
Ancak rüyasında görünür Kastamonu’ya bu gidişle.)
Toplantıda 7 ilin dernek temsilcileri de görüşlerini dile getirdiler sosyal medya paylaşımlarından anlaşıldığına göre…
“BAKAP (Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi) kurulması”, “Bölgesel Meslek Hastalıkları Şehir Hastanesi” (Göğüs hastalıkları merkezli), “Esenboğa-Çankırı Metro yada YHT Hattı”, “Otomobil Fabrikası” (Filyos Vadisi), “Ormancılık Yol Haritası”, “IPARD”.
Önemli bir karar daha alındı…
“Bölgesel sorunların bölgesel güç ile çözülebileceği anlayışı ile Birlik taleplerinin Cumhurbaşkanlığı Makamı nezdinde de temsil ve taktir görmesi için gerekli girişimlerde bulunulması kararlaştırıldı.”
(Karar almak kolay…
Uygulamak zor.)
“Batı Karadeniz Bölgesi” ülkemizin “sessiz” ve “kimsesiz”yegane bölgesi olarak kaldı bir başına…
Siyaset namına yine ne varsa eski tüfeklerde mi var acep?
(Yeni kuşak siyasetçiler “Zamanında onlar niye yapmamış?” derler mi bilinmez…
Deseler de keşke bu sayede bir “konuşma” ortamı oluşsa ilimizde.)
MUSTAFA AFACAN