Yeniden Refah Partisi Kastamonu İl Başkanı Abdullah Aktaş, haftalık açıklamasında gündemin tek maddesi durumundaki koronavirüs konusuna değinirken, “Milli Görüş” olarak 50 yıldır dile getirdikleri görüşlerin gerçek oluşunu bu olayla apaçık görüldüğünü söyledi.
Aktaş’ın, “Coronovirüs ve arkasındaki gerçekler” başlıklı yazılı açıklaması şöyle:
“Milli görüş olarak 50 yıldır söylediğimiz görüşlerimizin, savunduklarımızın gerçek oluşunu, doğruluğunu bugün tüm dünya insanlığının içine düştüğü durum apaçık göstermektedir.
Neler demiştik bu 50 yılda özetlersek;
1- Dünyada bir derin devlet var, her şeyi bu derin devlet kontrol etmektedir. Ve bu devletin başı Rothschild ve Rockefeller aileleridir. Rusya’da ve Çin’de komünist devrimi yaptıran, Avrupa’da kapitalizm ve milliyetçilik devrimlerini yaptıran ve bu devrimlerin fikir akımları olan sağcılık, solculuk ve milliyetçiliğin temellerini oluşturan ve bu devrimlerin ekonomisini karşılayan ve planlayan bunlardır.
2- Dünyadaki paranın %82 si bunlara ait, bu para ile istediklerini yapabiliyorlar, istedikleri planı kuruyorlar. (Hatta bunlara ait olan her yılın sonunda çıkardıkları The Economist dergisi ile bir sonraki yılda neler olacağını şifrelerle derginin kapağında gösteriyorlar.)
3- Kurdukları enstitülerde mesela İngiltere’deki Tavistock enstitüsünde, her ülkeden yetiştirdikleri siyasetçilerle tüm ülkelerin yönetimlerini ellerinde tutuyorlar ve o ülkeleri sömürüyorlar.
4- Dolaylı olarak yönetimlerini ellerinde tuttuğu ülkelerin, ekonomisini, nesillerini, tarımını mahvediyorlar. (İnsanlara sağ gösterip sol vuran bu tip insanların özellikleri Bakara suresi 204. ve 205. nci ayetlerde açıkça bildirilmektedir.)
5- Ortadoğu’da savaşlar çıkarıp, Ortadoğu ülkelerini parçalayacaklar ve büyük İsrail imparatorluğunu kuracaklar. Türkiye‘mizin Güneydoğusu’nda da yıllardır bu amaçla anarşiye teröre destek vermişlerdir.
Bütün bunları planlayanlar uygulayanlar yukarıda en önemlilerinin isimlerini verdiklerim Dünya derin devleti, Irkçı emperyalistler, Siyonistler ve tapınak şövalyeleridir.
Dünyanın yüzkarası olan ve kendilerini şeytanın çocukları olarak da adlandıran bu şebeke Dünyayı ABD-SSCB makasına alarak bir denge kurdular ve 20. yy boyunca yönettiler. Bu süreçte SSCB’yİ baskı altına almak için Türkiye’ye ABD’nin nükleer silahlarını yerleştirdiler, Küba’ya da ABD’yi baskı altına almak için SSCB Nükleer silahlarını yerleştirdiler. Lakin bu süreç miadını doldurunca SSCB’yi dağıtarak ABD merkezli tek kutuplu bir batı dünyası oluşturdular.
Ancak içinde bulunduğumuz 21.yy’da batıdaki bu şeytanın çocukları “Küreselci” kavramı altında toplanan yeni bir ideolojik anlayışa devşirildiler. Bu Küreselciler, 200 olan devlet sayısını 1000’e çıkartarak dijital dünya tabanlı “tek dünya/tek dil/tek kültür/tek din” projesi peşindeler. Avrupa ve ABD’de bazı gruplar ile Küreselciler arasında bir takım anlaşmazlıklar var gibi görünse de bunların hedefleri ortaktır.
Kendilerini dünyanın efendisi gören ve bizim dışımızdaki herkes bizim kölemizdir, kölemizde olacaklar diyen şeytana tapan bu rezil güruh ne yapmak istiyorlar. Bir kısmını yukarıda belirttiğim hedeflerinin yanında;
1- Ulusal devletleri ortadan kaldırıp tek bir dünya devleti kurmak,
2- Dijital ortamda tek dünya kültürü oluşturmak,
3- Tüm dünyada dijital paraya geçmek,
4- Hiçbir ilahi dinin olmadığı inançsız bir yeni bir dünya kurmak ,
5- Tüm dünya ülkelerinin alfabesi yerine Dijital emoji alfabesi kullanmak,
6- Bütün insanlara virüs korkusu yayarak, çare çip takmak diyerek tüm insanlara mikro çip takıp kontrol altına alıp köleleştirmek,
7- Dünya nüfusunu 2 milyarın altına düşürmek, bu kadar insanı öldürmek için adeta 3. Dünya biyolojik savaşını başlatmak, bunun için öncelikli olarak laboratuvarlarda oluşturdukları virüsle yaşlıları öldürmek, kadınları kısırlaştırmak ve engellileri öldürmek ve nüfus planlaması yapmak,
8- Ulusal devletlerin işgal edilmesi yerine, devletlerin nesillerini, sosyal medya aracılığı ile millet mefhumunu ortadan kaldırarak tek merkezden küresel dünyanın nesli haline getirmek,
9- Blockchain veri tabanına geçerek tüm insanların tüm bilgilerini bu tabanda kaydederek tüm dünya insanlığını kontrol etmek,
. Bütün bunları planlayan dünya derin devleti, Irkçı emperyalistler, Siyonistler ve tapınak şövalyeleri bu planlarını tahrif ettikleri, kendi yazdıkları ve uydurdukları kabaladaki emirlere göre yaparak cennete girmeyi hedeflemektedirler.
Pekala gelinen nokta itibarı ile biz ne yapıyoruz? Bu rezil güruhun bile istifade ettiklerini beyan ettikleri kitabımız Kur’an-ı Kerim’e biz ne kadar ilgiliyiz? Kendi inançlarımıza ne kadar değer verip ne kadar yaşıyoruz? Rabbimizin emir ve yasaklarına ne kadar değer verip uyuyoruz? Nesillerimizi inançlarına saygılı bir nesil olması için eğitimleri için neler yapıyoruz?
Biz 50 yıldır söylediğimiz gibi buradan tekrar söylüyoruz. Dünyamızı bu şeytanın çocuklarından kurtarmak için;
1- Onların tüm dünya insanlığını istediği gibi yönetip, kendilerine kul köle yapmak için uydurdukları beşeri sistemler olan kapitalizm, sosyalizm ve nasyonalizm gibi zehirli fikir akımlarını terk etmek gerekir.
2- Kendi kimliğimize, kendi kültürümüze ve kendi inançlarımıza dönmemiz gerekir,
3- Kendi teknolojimizi, kendi yazılımlarımızı oluşturmamız gerekir,
4- İslam birliğini kurmamız gerekir,
5- Tüm İslam dünyasında kullanılacak İslam dinarını basmamız gerekir.
6- İslam ordularını kurmamız gerekir,
7- İslam beldelerindeki bulunan tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklardan (petrol, doğalgaz, su vb.) öncelikli olarak Müslümanların istifade etmesi gerekir,
8- Kendi sanayimizi kurmamız gerekir,
9- Kendi kendine yetecek tarım politikaları üretmemiz gerekir.
10- Eğitim sistemimizi tamamen kendi kültürümüze göre oluşturmamız gerekir.
Netice itibarı ile dünya insanlığını köle yapmak üzere tüm dünyada bilinçli olarak
yayılan Coronovirüs mikrobundan kurtulmanın çaresi olarak tüm insanlara mikroçip takarak köle yapma planları yapanların oyunları inşallah başlarında patlayacaktır.
Gelinen noktada sevindirici haber olarak görülmektedir ki, yüce dinimiz İslam tüm dünyada yükselen bir değer haline gelmiştir. Tüm batı ülkelerinin merkezlerinde meclislerinde ezanlar ve kuran okunmaktadır.
Bizler her şeye rağmen bu mikrobun kendimize bulaşmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Bununla beraber bu hastalıkla mücadele eden kardeşlerimize Allah’tan şifa, ölenlerimize rahmet diliyoruz.”