Bravo Kastamonuspor 1966!
Çok sevgili hemşerilerime minik bir torpil yapmama izin verir misiniz? Haketmeden bunu asla yapmam, bilirsiniz. 3. Lig’de oynayan bir takım tutup da birkaç gün önce Galatasaray’a kök söktürmüş olan Kasımpaşa’yı eliyorsa her türlü övgüyü hakediyor demektir.
Ekim başında Galatasaray veteranları ile maç yapmaya gittiğimiz Kastamonu’da bizi de tufan gibi bir yağmur karşılamıştı. Hatta bu nedenle Gazi Stadı’ndaki seyircilere maçımızın spor salonuna alındığı anonsu yapılmıştı. Sonra yağmur kesildi. Zeminin drenajı da iyiymiş. Maçımızı yapabildik.
Kasımpaşa bizim kadar talihli sayılmazdı. 2-1 üstünken son dakikalarda yedikleri gol, uzatma bölümünde bastıran kar ve maçın penaltılara gidip de elenmeleri İstanbul ekibi için de tarihi bir fiyasko oldu. Bu kadar alt ligden bir rakibe elenmek, onların da kolay unutamayacakları bir futbol kazası sayılır.
Bu maçı izleyecek durumunuz olmadığını biliyorum. Tamamını anlatacak filan da değilim. Sadece 74 ve 86 arasındaki 12 dakikalık bölümde inanmakta zorlandığım bir durum yaşandı. Bu bölümde Kastamonuspor 6 olgun atak yapıp bunların hepsini kaleyi bulan şutlarla sonuçlandırdı. 4’ü kafa vuruşu, 2’si de şut şeklindeki bu vuruşların en az 3’ü mutlak gol olacak kalitedeydi, Kasımpaşa kalecisi Eray gerçekten başarıyla engelledi bunları. Ancak birini kurtaramadı ve maç uzatmaya gitti.
Biliyorsunuz ki üst düzey takımlar arasında bile maç boyunca rakip kaleyi bulan toplam 6 şut atmak pek sık rastlanır bir durum değildir. Bunun maçın çok kısa bir bölümünde yapılmış olmasına inanmak gerçekten zordu… Rıza Çalımbay hoca durumun farkındaydı. Maçın uzaması her bakımdan felaket olacaktı.
Bu nedenle oyuna Adem Büyük’ü aldı. Fakat evsahibi takım bu işi becerebileceğine inanmıştı. Bu kadar iyi atak yapıp da bunların hepsinin sonuçsuz kalması mümkün değildi. Galatasaraylı oyuncuları su içer gibi geçen Adem’in daha ilk pozisyonda rakibine takılması da ilginçti. Sonrasında da pek etkili olamadı.
Kupa budur! Alt liglerden takımların yukardakilerle resmi maç yapabilmesinin tek yolu bu olunca, onlar da bu imkanı en iyi biçimde kullanmaya çalışıyor. Zaten Kastamonuspor grubunda lider ve 2. Lig’e çıkmanın en güçlü adaylarından biri. Bu başarı onları daha yukarı mı taşır yoksa beklenmedik bir sorun mu çıkarır, onu göreceğiz. Ancak şimdi yapmamız gereken, onları kutlamak.
Benzer bir başarıyı Büyükçekmece Tepecikspor da kazandı. 3. Lig’in bu mütevazı ekibinin Osmanlıspor’u elemesi, muhteşem bir başarı. Onları da kutluyoruz. Ufaklı büyüklü başka sürprizler de var. Nazilli Belediyespor, Amed Sportif büyük iş başardı. Tuzlaspor neredeyse sürprize alıştırdı. Bunlar futbola duyulan ilgiyi ve sevgiyi az da olsa ateşleyecek gelişmeler. O açıdan da seviniyoruz.
İş bu kadarla kalmadı; Kastamonuspor 1966 gruplarda Galatasaray’la eşleşti. Bu da benim için 1 günlüğüne de olsa tekrar memleket ziyareti anlamına geliyor. Yaşasın!
Ahmet Çakır / Zaman Pazar Eki