Sanayi üretimindeki hamleleri ile ulusal basında manşet olan diğer illerin “ilçe” haberlerini okumaktan “gına” geldi, 20 ilçeli kadim il Kastamonu ne zaman “üretim” ile haber olacak, örnek alınacak, parmak ısırtacak?..
Kastamonu’nun ülkemizdeki diğer envai ilçeden ne eksiği var?
(Üretim “olmayan” illerde sönmekte olan yaşamın dumanı tüter…
Üretim “olan” illerde ise yeşermekte olan yaşamın dumanı tüter.)
Dünya Gazetesi’nde iki haber/yorum vardı dün…
Biri Ağrı Diyadin’den, diğeri Tokat Erbaa’dan.
“Ağrı Diyadin”…
“Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyum olarak yer aldığı Koza Altın, Ağrı’da Mollakara altın madeni tesisi için toplam 160 milyon dolar yatırım yapacak… Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yapılan basın bilgilendirme notunda, ‘İşleme tesisinin de olacağı madende ilk altın dökümünün 2022 yılının son çeyreğinde yapılması hedefleniyor. 500 kişinin doğrudan istihdam edileceği işletmede, dolaylı istihdamın 2,300 kişiye ulaşması bekleniyor’ denildi”.
“Tokat Erbaa”…
“Erbaa’da bugünlerde tatlı bir heyecan yaşanmaktadır: OmaFil, Aster, Darsa, Park Vizyon ve Libas Tekstil firmaları OSB’da 140 hektarlık alanda yeni fabrikalar kuruyor: OmaFil, 40 hektar alanda iplik üretecek. Aster, 40 hektarlık, Darsa 20 hektarlık alanda hazır giyim tesislerini hayata taşıyacak. Parkvizyon 20 hektarlık alanda çocuk parkları üretecek. Libas tekstil de 20 hektarlık alanda. Örme kumaş ve boyama tesisleriyle yeni iş ve aş alanları yaratacak. İşler öngörüldüğü gibi gelişirse 5 bin 500 kişi iş ve aş sahibi olacak”.
2 ilçede toplam 7 bin 800 kişilik istihdam…
“Tersine göç”.
Üretime dair bu tür “müjdeli” haberleri Kastamonu’ya dair ne okuyabiliyoruz ne de yazabiliyoruz?..
Gündemimiz “fındıkkabuğu” çokça.
Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt’un “Erbaa’da Yatırım Heyecanı”başlıklı yazısında kalkınmaya yönelik olarak ortaya koyduğu“Ne yapalım?” sorusunun cevabını “il” boyutunda uygulayabiliriz…
“Yapılacak iş çok yalın: Siyasi irade, bürokrasi, sektör ilgileri ve STK’ları, medya ve diğer aktörler bir araya gelerek, girişimcilerin taleplerini sorgulayalım. Akla ve mantığa, hesaba ve kitaba dayanan, ülkenin geleceğine ‘değer kattığına’ inandığımız hususları yedi maddeyi geçmeyecek olan çözüm önerilerine odaklayalım… Bir ‘izleme’ komitesi ile bir ‘iletişim birimi’oluşturalım…En geç 3 ay içinde bu ülkenin girişimcisi, iş insanı, siyasetçisi, bürokratı ve medya mensupları olarak ‘sorun çözme kapasitemizi’ test edelim…”.
(İlimizde “üretim” ekosistemi oluşturmak yolunda “KOSGEB, KUZKA, TEKNOKENT, İŞGEM” misali köşe taşları konuldu, iş dünyasındaki etkileri gün geçtikçe tek tek “ada” misali su yüzüne çıkıyor…
“Ada” varlığının “Anakara” haline gelmesi için il gündeminin birinci maddesinin “üretim” olması elzem.)
“Üretimci” aktörler konuşmalı Kastamonu’da…
“Üretim” şarkısı dinlenilmeli.
Aksi halde “üretim” ekosistemi bir zaman sonra yerini “tüketim” iklimine bırakır…
Çare kendi gücünün, iradesinin, imecesinin ötesinde “dışarıdan” beklenir.
Umut, fakirin ekmeği olur…
O da karın doyurmaz.
(Geçmişinde “üretimcilik” olan Kastamonu, bugün her ne kadar “tüketimci” olsa da, geleceğinde “asli” kimliğine elbet bir gün kavuşur…
Aksi halde Kastamonu namına “sıla” kalmaz.)
MUSTAFA AFACAN