Vali Meftun Dallı, Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü, CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Eğitim-İş Kastamonu Şubesi, Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Derim Afacan, Eğitim Sen Şube Başkanı Mirati Madak, TÜRKAV Şube Başkanı Kamil Çonkor, Kastamonu Veteriner Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı ve Kastamonu Ülkü Ocakları İl Başkanı Yusuf Ekşioğlu, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı dolayısıyla yayınladıkları mesajlarda düşüncelerini şöyle dile getirdiler:
Vali Meftun Dallı:
“Değerli hemşerilerim,
Cumhuriyetimiz, 29 Ekim 1923 tarihinde, yani bundan 100 yıl önce bugün, ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatını, istikbalini bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devletinin hükümet şekli cumhuriyettir’ ifadeleriyle ilan edilmiştir. Atatürk’ün önderliğinde verdiğimiz tarihî varoluş mücadelesinden sonra kanla, irfanla kurduğumuz cumhuriyet sayesindedir ki, bugün haklı olarak büyük bir millet ve devlet olmanın gururunu yaşıyoruz. Büyük bir medeniyetin mirasçısı olan devletimiz, kurulduğu günden bu yana hızla büyümüş ve bugün dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girmeyi başarmıştır.
Milletimiz, cumhuriyet sayesinde Devletin tek ve gerçek sahibi olduğunun, hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğunun bilincindedir. Cumhuriyetimiz ve onun kazanımları ırk, dil, din, inanç, cinsiyet farkı gözetmeksizin her Türk vatandaşının ortak varlığıdır.
Elbette, ulaşmamız gereken daha nice hedef, yapmamız gereken daha nice büyük işler vardır. Attığı adımlardan ve mücadelesinden geri durmak, bu asil milletin bir vasfı değildir. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da düşmanlarımızın üzerimizdeki planları bozulmaya mahkûmdur.
Cumhuriyetimiz, dostlarımıza güven ve övünç kaynağı olup örnek teşkil ederken, milletimize düşmanlık hisleri besleyen karanlık güçleri ve vatan hainlerini ise korku ve telaşa düşürmektedir.
Her ferdimizle ve her kurumumuzla, devletimizin bekası, milletimizin refahı için çalışmaya, dünyanın gelişmiş ülkeleri ile her alanda rekabete ve evrensel insanlık değerlerinin savunulmasına öncülük etmeye, mazlumların yanında, zalimlerin ve vatan hainlerinin ise karşısında olmaya, milletçe her zamankinden daha fazla azimli ve kararlıyız. Bunun için gerekli olan güce, akla, tecrübeye ve iradeye de sahibiz.
Biliyoruz ki vakit, ay yıldızlı bayrağımızın altında tek yürek, tek vücut ve tek millet olma vaktidir. Vakit, akıl ve gönül birliği vaktidir. Vakit, ecdattan teslim alınan mirası, geleceğimizin teminatı gençlere en iyi şekilde teslim edebilmek için gayret gösterme vaktidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, İstiklâl Mücadelemizin bütün kahramanlarını, eşsiz fedakârlıklarıyla milletimizin gönlünde ölümsüzleşen bütün şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun.
En içten saygılarımla.”
•••
Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu:
“Yüce Türk Milleti hangi şartlarda olursa olsun sinesinden nice zaferler yeşertmeyi, nice kahramanlar yetiştirmeyi başarmıştır. 100 yıl önce cumhuriyet, Türk Milleti’ne yeni bir umut bahşetmiş, yeni bir yol açmıştır. İmanla, inançla, bilimle ve akılla filizlenen cumhuriyet, bugün 100 yaşında koca bir çınar olmuştur. Kahraman ecdadımızdan devraldığımız en müstesna miras olan cumhuriyeti layıkıyla yaşatmak ve bu müstesna mirası devredeceğimiz gelecek nesilleri Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği gibi ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ şekilde yetiştirmek her birimizin vatandaşlık vazifesidir. Cumhuriyet ışığı dün olduğu gibi bugünde yarında yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği cumhuriyet, ilelebet var olacaktır.
100 yıl evvel; bir an bile geri durmayı düşünmeden bu kutlu yola çıkan, şanlı sancağımızı göklere taşıyan, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kahramanlarımız başta olmak üzere, her biri birer bayrak olan şanlı ecdadımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Aziz hatıralarına hürmetlerimi sunuyorum. Karşıladığımız Türkiye Yüzyılı’nın ülkemiz başta olmak üzere gönül ve kader birliğinde bulunduğumuz tüm Türk-İslâm coğrafyalarına hayırlar getirmesini diliyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı en içten dileklerimle tebrik ediyorum.
Ne mutlu Türk’üm diyene…”
•••
AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü:
“Aziz milletimizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlattığı ve büyük fedakarlıklar sonucu kazandığı benzersiz zaferin ardından kurulan cumhuriyetimizin 100’ncü yıl dönümünü kutlamanın heyecanını ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz.
Milletimiz en zor şartlarda bütün imkansızlıklara rağmen eşsiz bir mücadele örneği sergilemiş; genç, yaşlı, kadın, erkek topyekûn halde işgallere karşı koyarak ülkemizi düşmanlardan temizlenmiş ve bu toprakları ebedi vatanımız haline getirmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda milletimiz, tüm dünyaya canı pahasına, birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu içerisinde yenilmeyeceğini ve asla pes etmeyeceğini göstermiştir.
Şanlı kurtuluş mücadelemizin kazanılmasında Kastamonumuzun mücadelesi oldukça önemlidir. İnebolu limanına getirilen cephanelerin İstiklâl Yolu üzerinden Ankara’ya taşınması ilimizi mücadelenin sembol şehirlerinden biri konumuna taşımıştır. İşgale uğramamasına rağmen ecdadımızın ortaya koyduğu mücadele gurur kaynağımızdır.
İmkânsızlıklara ve çeşitli zorluklara rağmen milletimizin fedakârlığı, cesareti ve kahramanlıklarıyla kurulan cumhuriyetimiz bize şanlı ecdadımızın olduğu kadar evlatlarımızın da emanetidir. Bu emanete sahip çıkarak cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etme görevi bugün her birimizin en önemli sorumluluğudur. Milletimiz bugünlere nasıl geldiğini asla unutmayacak, şanlı mazisine ve aydınlık geleceğine sımsıkı sarılmaya devam edecektir.
Tarihimizden aldığımız kuvvet, sahip olduğumuz güçlü irade ve sarsılmaz inancımızla bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuz doğrultusunda her alanda ortaya koyduğumuz hedeflere doğru emin adımlarla ilerliyoruz, ilerleyeceğiz. Türkiye Yüzyılı bizim için yalnızca bugünden ibaret değildir, geçmişle geleceği buluşturan bir anlayıştır. Türkiye Yüzyılı’nı barışın, gücün, istikrarın, kalkınmanın, istiklalin, istikbalin, değerlerin yüzyılı haline getirmek için bizlere düşen çok çalışmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’ncü yılını kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Savaşı kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.”
•••
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin:
“Uzun ve çok zorlu mücadelelerin ardından muazzam bir yokluğa, yoksulluğa ve devasa borçlara rağmen; ülkemizin kurucusu başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşları ve milletin topyekûn inancıyla, imkansızlıklar içerisinde, 100 yıl önce bugün, varlığımızın sebebi Cumhuriyetimiz ilan edildi.
Hepimiz; bu büyük acıların ve yoklukların içinde savaşarak bize vatan yaratmış bir milletin torunlarıyız. Türkiye Cumhuriyeti; bu coğrafyaya 100 yıl önce güneş gibi doğmuş, imrenilen, kıskanılan ve örnek alınan bir devlet olmuştur. Ulu Önderimiz Atatürk sadece bu topraklar için değil, çağdaş ve medeni bir toplum olmak için de büyük savaş vermiştir.
Büyük Atatürk’ün açtığı aydınlık yolda kısa zamanda büyük devrimlerle gücünü gösteren genç Türkiye Cumhuriyeti, borçlarını öderken eğitimden sanayiye, sosyal haklardan kültür sanata her alanda çağ atlayan, hızla gelişen ve saygı gören bir ülke olmuştur.
Halkın egemenliğini ve iktidarını kazandığı 29 Ekim 1923, herkesi eşit kılan, insanlarımızın kulluktan vatandaşlığa kavuştuğu, kadının ikinci sınıf olmaktan kurtulduğu dönemin başladığı gündür. 29 Ekim 1923, egemen devletlerin bu topraklar üzerindeki hayallerinin suya düştüğü gündür. 29 Ekim 1923, çağdaş ülkelerle yarışacak şanlı şerefli bir ülkenin doğum günüdür.
İlk maddesinde Türkiye Devleti’nin bir Cumhuriyet olduğu belirtilen Anayasamız, hemen ardından gelen maddede “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir” der. Bugün ise 100. yaşına girmiş Cumhuriyetimizde, yine Anayasamızda yer alan düşünce, din ve vicdan, haberleşme, toplantı ve gösteri, basın, sanat alanlarındaki özgürlüklerden; yaşama, eğitim öğretim, sağlık, çevre, barınma ve sosyal güvenlik haklarına kadar kazançlarımız için tekrar mücadele veriyoruz.
“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Kurucu Önderimizin izinde yasaklara, haksızlığa, hukuksuzluğa, eşitsizliğe boyun eğmemiz mümkün değildir. Ülkemizi başka devletlerin güdümüne sokacak, güvenliğimizi, geleceğimizi, çıkarlarımızı düşünmeden hareket edecek her kim olursa olsun karşısında Türkiye Cumhuriyeti’ni seven milyonları bulacaktır.
Bu gücün mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu eşsiz ülkenin vatandaşları, Cumhuriyetimizin 100. yılını bütün dünyaya duyurmak yerine kendine bahanelerden zırh yapanlara ve kişisel ihtiraslarına feda edilemeyecek kadar değerlidir.
Çocukluğunu, gençliğini, emekliliğini insanca yaşayan, çalışmasının karşılığını alan, çağdaş eğitime erişen, sağlık hizmeti alan, gerçeklerden haberdar olan, sanatını icra eden, protesto hakkını kullanan, din ve vicdan özgürlüğü olan, hukuk şemsiyesi altında geleceğe
umutla bakan, fikri ve vicdanı hür yurttaşlar olarak yaşamak için tek çare; demokrasinin, laikliğin, çağdaşlığın ve özgür düşüncenin teminatı olan Cumhuriyetimize sahip çıkmaktır. Cumhuriyete sahip çıkmak, aynı zamanda, tek adam zihniyetine karşı milletin egemenliğini, kişisel çıkarlara karşı kamu yararını ve toplumun kolektif çıkarını da savunmaktır.
Büyük Atatürk’ün “Cumhuriyet düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz” dediği gibi bu uğurda mücadele etmek, bu ülkenin öz evladı olan herkesin atalarına olan en büyük borcu ve sorumluluğudur. Bu duygu ve düşüncelerle bağımsızlık ve özgürlük adına canı pahasına mücadele eden Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, dava arkadaşlarını, Millî Mücadele kahramanlarımızı ve tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyor ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.
Nice yüz yılları kutlasın cumhuriyetimiz! / Bin yaşa Türkiye Cumhuriyeti!”
EĞİTİM SENDİKALARI
Eğitim-İş Kastamonu Şubesi:
“Bugün, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün nitelemesiyle “en büyük bayramımızdır!”. Aydınlanmanın ve çağdaşlaşmanın simgesi cumhuriyetimiz 100 yaşında! Kutlu olsun!
Ulusumuz, Atatürk’ün önderliğinde dünya tarihinde eşine ender rastlanır büyük bir destan yazarak, tüm zorluklara göğüs germesini bilmiş, en değerli varlığımız cumhuriyeti kurmuştur. Cumhuriyetle birlikte hanedan egemenliği yerine halk egemenliği, teokrasinin yerine laiklik, dikta rejimi yerine de demokrasi uygulamaya konulmuş, egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusumuza verilmiştir.
Emperyalistlerin akbabalar gibi başına üşüştüğü parçalanmış bir padişahlıktan; dünyanın ‘hasta adam’ diyerek ellerini ovuşturduğu bir enkazdan; Atatürk’ün önderliğinde kurulan cumhuriyetimiz, 100 yaşını geride bırakmışsa da Atatürk’ün tarif ettiği muasır medeniyetler seviyesinden giderek uzaklaştırılmıştır.
Bugün cumhuriyeti yöneten anlayış, demokrasiyi amaç değil, araç olarak görmekte ve kendi siyasal anlayışını gerçekleştirmek için çalışmaktadır. Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta; üniter devlet yapısı hedef alınmakta; Cumhuriyet Bayramlarının kutlanışı gölgelenmeye çalışılmakta; başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmekte; cumhuriyete, kurucularına, değerlerine hakaret edenler, cezasızlık politikalarıyla dolaylı olarak teşvik edilmekte; kadın-erkek eşitliği anlamına gelen cumhuriyetimizde kadınlarımız gericiliğin tehdidiyle yüz yüze kalmaktadır. Son 21 yılda uygulanmak istenen eğitim sistemi ile dindar, muhafazakâr, biat kültürünü benimseyen, eleştirel düşünceye kapalı itaatkar nesil yetiştirilmek istenmektedir.
Atatürk çağları aşan ileri görüşlülüğüyle, ‘Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır’ sözüyle izlenmesi gereken yolu göstermiştir. Bu yoldaki ışığın, cumhuriyet rejiminin temelini de oluşturan, akıl ve bilim olduğu da yine O’nun şu sözünde açıkça vurgulanmıştır:
‘Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.’
Başöğretmenimiz Atatürk’ün gelecek nesilleri emanet edecek kadar önem verdiği eğitim çalışanları olarak, O’nun mirasına sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini yaşatmaya ve geliştirmeye kararlıyız. Bu kararlılığımızı, Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş, cumhuriyetin çok yönlü kazanımlarının, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan, üretken ve çağın gerektirdiği beceri ve bilgilerle donatılmış, demokrasiden ödün vermeyen, sağlam değer yargılarını benimseyen bireylerin yetiştirilmesi için var gücümüzle çalışarak göstereceğiz. Cumhuriyetin bağımsızlığını, egemenliğini, ülkenin bütünlüğünü, laik, bilimsel, ulusal, kamusal eğitim hedefini geliştirerek korumak; ülkede yaşayan her bir çocuğun ve gencin eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkını yaşama geçirmek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Siyasi iktidar, cumhuriyetimizin 100. yılının coşkuyla kutlanmasına gölge düşürmek istese de coşkuyla tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor, cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve yoldaşlarını saygıyla anıyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet!”
•••
Türk Eğitim-Sen Kastamonu Şube Başkanı Nedim Afacan:
“Aziz milletimizin azim ve cesaretle, kutlu bir mücadeleyle inşa ettiği cumhuriyetimizin 100. yılına büyük eşsiz bir gurur ve heyecanla kavuştuk.
Türk milletinin en güzide ve en muazzam eseri olan Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında.
Kutlu olsun!
Devletimiz, milli egemenliğimiz, milli irademiz, milli bekamız daim olsun!
Türkiye Cumhuriyeti ülküsü; adanmışların, irade gösterenlerin ve inançla harekete geçenlerin şuuru ve muazzam mücadelesiyle yükselmiş, kurtarıcı ve kurucu iradenin hür, müstakil, tam bağımsız ve millet egemenliğine dayanan bir devlet yönetimi anlayışıyla kurumsallaşmış, milli egemenliğin ve milli bekanın üzerinde hiçbir otoriteyi tanımadığının tüm cihana gösterildiği bir duruşla perçinlenmiş ve bugünlere gelmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti; mazlum milletlere emsal olan muhteşem bir mücadelenin zafer tacıdır.
Türkiye Cumhuriyeti; Türk milletinin yüksek şuurunun, engin iradesinin, kutlu kudretinin şeref nişanesidir.
Türkiye Cumhuriyeti; Türk milletinin 20. Yüzyıla mührünü vurduğu Türk mucizesidir.
TÜRK EĞİTİMCİLERİ OLARAK;
Cumhuriyetimizi, tıpkı kuruluş felsefesinde olduğu gibi, ilmin, fennin ve aklın ışığında, demokratik bir izanla daha büyük bir azimle, daha içten bir kararlılıkla ikinci yüzyıla taşıma görev ve sorumluluğunu üstlenecek, milli bekamız için yılmadan mücadele edecek, harici ve dâhili tüm tehdit unsurlarını bertaraf edecek nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz.
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi miras bırakan Başöğretmenimizin izinden, kahraman ecdadımızın emanetini sonsuza dek koruyacak ve daha da güçlendirme azminden geri durmayacağız.
Cumhuriyetimizi inşa eden kurtarıcı ve kurucu irade ile, Anayasamızda anlamını bulan temel değerler ile ve milli irade ile husumeti olan, cumhuriyetimizin birleştirici ve bütünleştirici gücüne bölücülük ve nifak tohumları ekerek zarar vermeye çalışan köhne zihniyetin emellerini dün olduğu gibi bundan sonra da boşa çıkaracağız.
Tarih şahit olsun ki; naçiz vücutlarımız bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Cumhuriyetimizi kuran aziz ecdadımız emin olsun ki; onu yükseltecek ve yaşatacak olan ve 21. asrı ‘Türk Yüzyılı’ kılacak olan bizleriz.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, fikir ve yol arkadaşlarını, Türk istiklali ve istikbali için muazzam bir mücadele veren şühedayı rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
Aziz ruhları şad olsun. Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.”
•••
Eğitim Sen Kastamonu Şube Başkanı Mirati Madak:
“Siyasal iktidarın başta eğitim sistemi olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarını kendi siyasal-ideolojik hedeflerine göre biçimlendirmek adına hayata geçirdiği bilim ve laiklik düşmanı politikalar artarak sürmektedir. Uzun süredir başta çocuk hakları olmak üzere, en temel insan hakları büyük tehdit altındadır.
Türkiye’de yıllardır yaşanan cumhuriyet karşıtı, antidemokratik ve otoriter yönetim anlayışı, en başta ifade ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı baskıcı bir düzen yaratmıştır. Emek, demokrasi, barış, laiklik, eşitlik ve özgürlük talepleri uzun süredir baskıcı, otoriter ve yasakçı uygulamalar eşliğinde her fırsatta engellenmeye çalışılmaktadır.
Yıllardır ‘yurtta barış, dünyada barış’ anlayışına adeta meydan okurcasına hareket eden, iç ve dış politikada gerginliğe, şiddete ve düşmanlığa dayanan tek adam rejiminin ülkemizi nasıl karanlık bir geleceğe sürüklediği bugün daha net görülmeye başlamıştır.
Türkiye’de yaşayan halkların özlemi ve talebi, kimsenin kimliği, inancı, mezhebi ya da siyasi düşünceleri ve görüşü nedeniyle baskıya ve ayrımcılığa uğramadığı, ayrımsız herkesin eşit haklar temelinde eşit özgür, demokratik bir cumhuriyette, barış içinde bir arada yaşamaktır.
Değişik din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda ‘eşit yurttaş’ olarak kabul edilmesi, devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız olmasına, günlük yaşamın her alanında okulda, iş yerinde, üniversitede, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayrım yapılmamasına bağlıdır.
Yapılması gereken demokrasi, eşitlik, özgürlük ve barış talepleri doğrultusunda gerçek anlamda laik ve demokratik bir sistemin oluşturulması için mücadele etmektir.
Emek mücadelesi ile demokrasi mücadelesi bir bütündür iç içe geçmiştir. Bu bağlamda gerçek anlamda eşit, özgür ve demokratik bir ülkenin ancak emekçilerin ve ezilen halkların birleşik mücadelesiyle kurulacağı açıktır.
Halkın göstermelik ya da temsili olarak değil, gerçek anlamda egemen olduğu; insan hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmadığı, hukukun ve adaletin herkese eşit uygulandığı; eşit, özgür, laik ve demokratik bir cumhuriyetin ancak birlikte mücadeleyle yaratılabileceğine olan inancımızla, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünü kutluyor; Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bu ülke için şehit düşen ve gazi olan tüm kahramanlarımızı şükran ve rahmetle anıyoruz.”
STK’LAR
TÜRKAV Kastamonu Şube Başkanı Kamil Çonkor:
“Bugün aziz Türk milletinin, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde başlattığı ve tarih sahnesinde eşine az rastlanır kahramanlıklarla kazandığı zafer neticesinde temelleri atılan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümüne ulaşmanın haklı gururunu ve onurunu yaşıyoruz.
29 Ekim 1923; egemenliğini kazanmak için hem cephede hem de cephe gerisinde fedakârca mücadele eden ve tüm imkânsızlıklara rağmen Millî Mücadele’den destansı bir zaferle ayrılan Türk milletinin ay-yıldızlı al bayrak altında özgür bir şekilde yaşama tutkusunun en güzel ifadesidir.
Türk milleti, cumhuriyetin ilanından sonra da mücadelesine devam etmiş, geçen 100 yılda; eğitimden sağlığa, tarımdan sanayileşmeye, ulaşımdan teknolojiye her alanda ileri gitmek, devletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için azimle çalışmıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılında devletimiz daha güçlü, Türk milleti daha saygındır. Birlik ve beraberliğimiz devam ettikçe, ecdadımıza layık olmak için azimle çalıştıkça dünyada lider ülke olmaya devam edeceğimize ve ‘Türkiye Yüzyılı’nı, ‘Türkiye Binyılı’nı inşa edeceğimize inancımız tamdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, bu aziz vatanı bizlere emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor; gazilerimizi şükranla anıyoruz. 100. yılında yüce Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı’nı yürekten kutluyor; nice yüzyıllara, binyıllara diyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
•••
Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı:
“Kastamonu Veteriner Hekimler Odası olarak cumhuriyetimizin 100. yılını coşkuyla kutluyoruz!
Yediden yetmişe herkes gibi büyük mirası gelecek nesillere taşımanın gururunu yaşıyoruz. Bu varoluş yolculuğuna önderlik eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile katkı veren tüm meslektaşlarımıza minnettarız. Veteriner hekimlerin Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyete hayati katkılarını içeren videoyu izleyebilirsiniz. (https://www.youtube.com/watch?v=1qMa7_a5cSI)
Kurtuluş Savaşı sırasında dayanıklı sığır vebası serumu ile sığır vebası salgını kontrol altına alınarak ordunun lojistik gücünü yeniden kazandırarak Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştiren Veteriner Hekim Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün başta olmak üzere hayatı pahasına ülkemizin bilimine katkıda bulunan, o günün koşullarında aşı üreten, sonraki yıllarda toplum sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, ülkenin hayvan varlığı konusunda fedakarca çalışan sayısız veteriner hekim tarihimizde yerini almıştır. Bu sayededir ki aşı üreten kurumlarımız, bilimsel temelde üretime destek olan kurumlar kurulmuş, hayvan sayımız artmış ülkemiz kendine yetebilen bir ülke haline gelmiştir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bir araya gelerek – tek sağlık – yaklaşımıyla gelecekteki pandemileri önlemeye ve sağlığı sürdürülebilir bir şekilde geliştirmeye yönelik uluslararası taleplere yanıt verebilmek için Tek Sağlık Ortak Eylem Planını (2022–2026) (OH JPA) geliştirmişlerdir. Bu eylem planında; önümüzdeki yıllarda salgınlar, gıda kıtlığı, antibiyotik direnci, iklim krizi sorunlarına dikkat çekmişlerdir. Veteriner hekimler, bu ortak eylem planının ana unsuru olup; hayvan sağlığının korunması ve refahının geliştirilmesi, global açlığa karşı savaş, zoonoz hastalıkların önlenmesi, gıda kalitesi ve güvenliğinin sağlanması, çevre ve biyoçeşitliliğin korunması, hayvancılığın geliştirilmesi alanında yaptıkları çalışmalarla bir ülkenin en yaşamsal alanlarında görev yapmaktadırlar. Bir anlamda ülkemizin bağımsızlığının teminatıdırlar.
Ülkeler hayvanlarının ve insanlarının sağlığını korumak için 1935 de Cenevre de ‘Beynelmilel Cenevre Veteriner Sözleşmesi’ imzalamışlardır. Ülkemizin de taraf olduğu bu anlaşma TBMM’de çıkarılan 3243 sayı ile kanunlaşmıştır. Bu kanuna göre veteriner hekimliği hizmetleri; merkezde Bakanlığa doğrudan bağlı Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü, taşrada ise veteriner işleri il/ilçe müdürlükleri, laboratuvarlar, araştırma enstitüleri, haralar vb. şeklinde teşkilatlandırılmıştı. Böylece hızlı hareket edebilen kurumsal altyapısı güçlü bir teşkilat yapısıyla salgınlar önleniyor, koruyucu hekimlik hizmetleri en üst seviyede veriliyor, hayvan varlığımız artıyordu.
Ancak 1984 yılında yürürlüğe konulan 212 Sayılı KHK ile cumhuriyetin en köklü kurumlarından biri olan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ortadan kaldırılmıştır. Böylece 1984 yılından başlayarak cumhuriyetin tarım ve hayvancılık kazanımlarını yıpratan ve giderek yok eden bir süreç yaşanmıştır. Bu tarihe kadar Tarım ve Orman Bakanlığı içinde özerk, dinamik bir yapı olan veteriner hekim teşkilatlanması yok sayılmış, Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve bağlı il ve ilçe müdürlükleri, tarımsal uzmanlık kurumları, aşı üretim merkezleri kapatılmış, üreticiyi ithalatla terbiye etme süreci başlamıştır. Bu durum üretimde sürdürülebilirliği yok etmiş, üretici giderek artan oranda üretimden çekilmiştir. Bu durum, biz veteriner hekimler açısından artık ülkemiz için adeta beka sorunu olabilecek duruma gelmiştir. Bu nedenlerle kaygılarımızı kamuoyuyla paylaşmak, yetkililerden adım atmasını talep etmek için bu basın açıklamasının tam da 100. yılda yapılmasına karar verilmiştir.
Ülkemizde yeniden hayvansal üretimin arttırılması, hayvan varlığı açısından kendine yetebilen bir düzeye gelmesi, hayvan ve toplum sağılığı ile yeterli ve güvenilir gıda için gerekli adımların gecikmeden atılması gerekmektedir.
Bu amaç için; veteriner hekimlik hizmetleri 3243 sayılı kanunla kabul edilen Cenevre sözleşmesine uygun şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Çünkü 3243 Sayılı Kanun hâlâ yürürlüktedir. Anayasamızın 90’ıncı maddesinin son fıkrasında, ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz’ hükmü bulunmaktadır. Kamuda uygulanan veteriner hizmetleri idari yapılanması 3243 Sayılı Kanunun 3. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu talebimizi içeren dilekçemizi Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve 56 Veteriner Hekim Odası mesleki derneklerimiz, vakıflarımız ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Makamı’na sunacağız.
Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin kurucu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum ve bizlere bugünümüzü sunan tüm şehitlerimizin ruhu şâd olsun.
Ayrıca İstiklal Marşımızın yazarı, meslektaşımız Mehmet Akif Ersoy ve ahirete irtihal eden meslek büyüklerimizi saygıyla anıyorum.”
•••
Ülkü Ocakları Kastamonu İl Başkanı Yusuf Ekşioğlu:
“Anadolu’nun bozkırlarında, şehit kanlarıyla, besmele ve dualarla kazanılmış bir yiğitlik hikayesidir cumhuriyet.
Cumhuriyet yalnızca bir tarih değil, aynı zamanda milletimizin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinin meyvesidir.
Anadolu’nun alın yazısıdır cumhuriyet. Başak tarlalarımız kadar kalabalık, güneş gibi aydınlık ve toprağımız kadar temiz…
İlelebet yaşayacaktır cumhuriyet bu vatanda, zira mayası sağlamdır…
Cumhuriyetimizin banisi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kendisi ile birlikte mücadele eden tüm silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle ve özlemle anıyor ve Türk Milleti’nin 57. Alayı Ülkü Ocaklarında, cumhuriyetimizin kurucu kadrosunun heyecanının, fikirlerinin devam ettiğini belirtmek istiyorum.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.”