10 Aralık Kadın Mitingi’nin 100’üncü yıldönümünü kutlamamıza sayılı gün kaldı, hazırlıklar tam gaz gidiyor, en az 3 güne yayılacak etkinlik programı ilmek ilmek dokunuyor el birliğiyle, dünyaya duyuracağız tarih sandığımızdaki bu kıymetli hazineyi…
Opera bile var programda.
Mülki idare başkanlığında kamu kurumları, yerel yönetim ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu İl Kutlama Komitesi arı gibi çalışıyor, 25 Kasım’da son toplantı yapılacak, hazırlıklar gözden geçirilecek, gedikler kapatılacak…
Ankara’ya gidildi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı davet edildi dün.
9 Aralık’ta resim sergisi var programda…
Kurtuluş Savaşı’nda kadının resmini çizebilir misin Abidin?
Akşam üniversitededüzenlenecek opera gösterisinin mekanı “3 Mart” isminden hazzedilmeyerek adı “Ahmet Yesevi” olarak değiştirilen salon olur umarım, böylece “doğu-batı” sentezi sağlanmış olur böylelikle…
Ahmet Yesevi Salonu’nda opera seyreylemek herkese nasip olmaz ayrıca.
10 Aralık sabahı “uzun yürüyüş” Kışla Parkından Cumhuriyet meydanına…
10 Aralık Kadın Mitingi’ne gönül verenlerin yaş ortalaması göz önüne alındığında, kara kış günü profesyonel maratoncuların kolayına diş geçiremeyecekleri zorlu bir parkur.
Çelenk sunumu…
Halkoyunu gösterisi.
10 Aralık Kadın Mitingi’ne kadınlar imza attı, yekun düşman memleketlerin erkek yöneticilerine posta koydular, ne kral ne payitaht dinlediler…
Günün anlamına binaen Vali ve Belediye Başkanı makamlarında ziyaret edilecek.
Resim sergisi…
Söyleşi.
Akşam, umarım yanılırım, yakın zamanda farklı iki partiden olmak üzere şansını siyasette arayan fakat yolda kalan bir “sanatçı”, “sanat” müziği konseri verecek…
İsim benzerliğidir illa ki.
(Devlet memuru istifa edip siyasete atılmaya heveslenir, olmazsa görevine geri döner, “tarafsızmış” gibi yola devam eder, memurdan siyaset izi çıkar veya çıkmaz, işverenin bileceği iş, sanatçıdan çıkmaz ama…
Dinleyici seçer.)
11 Aralık…
“Tiyatro”.
100’üncü yıla özel yurdun dört bir tarafından kadınlar şehrimize akacak, Kurtuluş Savaşı ruhu yeniden canlanacak, dünya şanlı tarihimizi tanıyacak…
İyi hazırlandık “sıkıntı yok”.
“Sıkıntı yok”
“İlimizin en can alıcı meselesinin Bakan katında masaya yatırıldığı toplantıda ne hikmetse ‘Ağabey Vekil’, Vali, Belediye Başkanı, İl Sağlık Müdürü, Hastane Başhekimi yer almıyor, siyasetçiler cümbür cemaat fotoğraf veriyor, kamu yetkililerine gerek görülmemiş ya da akla gelmemiş…” demiştim dün bu satırlarda…
Nezaket yüklü bir bilgilendirme geldi, ziyaret ekibinin “10” numarası olması gereken Vali Yaşar Karadeniz o gün bir gazi cenazesine katılacağı için davete icabet edememiş.
(Kadro tahtasına evvela Vali yazılmalı, diğerleri ne mevkide olurlarsa olsunlar, alta yazılmalı…
“Vali”, devleti ve milleti temsil eder, “sürekliliktir”, “tarafsızlıktır”, “operatördür”.)
“Ağabey Vekil” gelişmesinde ve yaşamasında büyük emek sahibi olduğu hentbol takımının Avrupa ligi maçı için yurtdışındaydı, Belediye Başkanı da aynı kafilenin yolcusuydu…
İcabet edemediler doğal olarak.
İl Sağlık Müdürü ve Başhekim’e gelirsek, milletvekili bilgi notu almış, onların yerine Bakan’a “teknik” bilgilendirmeyi üstlenmiş, böylece iki kişilik tasarruf sağlanmış…
E devir hesap devri.
İl Genel Meclisi Başkanı ile parti yöneticileri oradaydılar zaten…
Milletvekilinin tıkandığı yerde kademeye girmişlerdir illa ki.
“Niye eksik gidildi?” minvalinde yazdım yazmasına ama takılmayın…
“Sıkıntı yok.”
MUSTAFA AFACAN